Anne adayları alışverişe çıktığı zaman kız çocuk annelerinin daha şanslı olduğu düşünülür değil mi her zaman? Çok daha fazla seçenek, çok daha fazla renk ve güzellik… Erkeklere ise daha tekdüze ve renksiz. Peki öyle mi olmak zorunda ya da bunu bize kim dayatıyor?

Kızların Pembe Dünyası

Kız çocukları doğumdan itibaren başlayarak pembelerin içine gömülüyorlar. Hatta bu durum öylesine abartılıyor ki anne de bu serüvene katılarak bütün çocuk odası, ev ve annenin kıyafetleri pembe oluyor. Sonra kocaman kadınlar çocukluklarında yaşayamadığı bebekcilikleri büyüdüğünde kendi kızları ile oynuyorlar. Şeker kız ve annesi modunda ortada dolaşanlar dolu değil mi sizin de? Kim koymuş bu kızlara ve erkeklere renk belirleme işini bilen var mı? Erkeklerin pembe giymesine ilk kim değişik gözle bakmış? Haydi kıyafetlerde neyse de bu oyuncak reyonlarında ki pembeliğe ne dersiniz? Kız çocuk oyuncaklarında zaten fazlası ile detay bulunurken bir de bağıran pembeler ile boğulmuş plastikler… Kutusuna, kurdelesine kadar pembe, pembe, pembe… Hoş öyle bir noktaya geliniyor ki o sevdiğimiz renkten te soğuyacağız. Yok yok o kadar değil ama renk özgürlüklerini az serbest bıraksalar zihnimizde güzel olacak. Kendi komünizmine kullandıkları renklerle gözümüze sokulan kıyafetleri, oyuncakları… Renklerin psikolojik önemine uygun olarak da bazı renkler kadınların psikolojik yönlerine hitap etse de bu bebeklik döneminde tercih edilmesine sebep olamaz. Hatta tam tersine beynin gelişiminin en aktif olduğu bu dönemde olabildiğince sakinlik ve güveni temsil eden maviyi kız çocuklarında kullanmamak haksızlık olduğu kadar pembe rengin hayal kurdurarak sükuneti sağlayan etkisinden de erkekleri mahrum bırakmak haksızlıktır.

barbie

Kız Çocuğu …

Bu sanki bir oyun ile içimize giren bir virüs gibidir. Oyuncakların zaten yaydığı etki ile ne kadar etkilendiğimizden hiç bahsetmezken bir de bu şekilde doğuştan ayrımcılık. Bu basit ne var ki deseniz de kapitalist sisteminde durumlar hiç sandığımız kadar basit olmuyor maalesef. Önce pembe çıngırakla kandırdığı insanoğlunu en son noktada pembe Barbie ye dönüşüyor. Kısa etekli, bol makyajlı, hep sıfır beden manken gibi Barbie…. Kız çocuklarımızın özdeşleştiği, sevdiği, heyecanlanarak oynadığı bu Barbie arkadaşın hiç başarısı hatırlayan var mı? Tek hatırladığımız alışverişleri, arkadaşları ile gezmesi tozması, bitmek bilmeyen partileri, ne giyeceğim derdi bir de Ken’i.Hiç bir kere de bulaşık yıkarken, yerleri temizlerken ya da bir proje üreterek Dünya’ya faydasını anlatırken göremedik. Şu an içinde bulunduğumuz toplumunu içinde bazı gençler var tabi aynı Barbie. Ancak bu amaçsızlık içinde dolanabilen genç neslin gelecek kaygısı yok ki. Yapamama korkusu nedir bilmiyorlar. Amaçsız bir insanın bitişini umursamıyorlar. Kısacası ölmeyi bayılmak zannediyorlar. Bir de oyunda oynanan gidilen partiler hep 5 yaş masumiyetinde kalmıyor ne yazık ki. Yozlaşan, yozlaştırılan bir toplum ve ahlak yapısına dönüşüyor. Ne anlatacaktım nereye geldi konu.

 

Velhasıl diyeceğim o ki kız çocukları da arabalar ile oynasınlar naiflikleri ile farklı bir şey çıkartırlar içinden, erkek çocuklarımız da bebekler ile oynasınlar onlara gücün içinde olduğunu gösterirler belki. Rengarenk giyinsin herkes ille de etiketlenir gibi yapmayalım bebeklerimizi.

Bir cevap yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Post comment