Alfred Adler’e göre kişiliğin oluşumunda biyolojik gelişim ve dönemleri kadar toplumsal gelişim ve özellikler de önemlidir. Ve toplumsal gelişimde en önemli faktör olan ailelerde kardeşlerin arasındaki ilişkinin eş ilişkisine yansıdığını söylenirken aynı zamanda da kardeşlerin arasında kaçıncı sırada olduğunuz da önem taşımaktadır. Hem kendi kardeş sıralamanızdan yola çıkarak kendinizi anlayacağınız hem de çocuklarınızın kardeş doğum sırasına göre yönlendirme yapabileceğiniz süreci okuyalım.
Ailenin en büyük ya da ilk çocuğu musunuz?
İlk çocuk ailenin lideri olarak uzun bir dönem geçirirken kardeşin gelişi ile Adler’in tanımı ile ‘’tacını kaybetmiş kral’’ gibi tahtından inmek zorundadır. Bu süreçte çocuğun en büyük korkusu değerini kaybetmektir. Bu nedenle genelde en büyük çocuklar despot ve kardeşe baskı yapan kişi olarak bilinirler. Kardeşlerinin doğal liderleri olan büyük çocuk ailelerinin baskısına maruz kalmaları karşısında kendilerine olan güvenleri sarsılabilir. Bu nedenle süreci doğru yönetmek en önemli aşamadır. Siyasi dünyada da liderlerin bir çoğunun ailenin ilk çocuğu olması tesadüf değildir.
Ailenin ortanca – ikinci çocuğu musunuz?
Liderlerin altında kalan bu grupta neler oluyor bakalım. Şayet mizacı ve koşulları el verir de lidere karşı koyabilirse asi ve isyankar bir kişilik yapısı oluşturabilirken yenilgiyi kabul etmeleri karşısında çekingen ve silik bir karakter yapılanması olabileceğini gözlemleniyor. Eğer bu çocuklara bir kardeş daha gelir ve ortanca çocuk konumuna gelirlerse en ağır yükü taşıyanlar da onlar oluyor. Üst otoritenin altında ezilmeme çabası alt yapıyı kontrol etme arasında kalan bir kişilik örüntüsü oluşturuyorlar. Doğru ebeveyn yönlendirilmelerinde bu çocukların arabulucu özellikleri gelişmiş oluyor. Devrimcilerin en çok ikinci çocuk olması da içindeki isyanı ve değişim isteğini ortaya çıkarması ile oluşuyor olmalı.
Ailenin en küçük – son çocuğu musunuz?
Son doğan çocuk olmanın avantajları rekabete girişmeden istediklerine sahip olabilmektir. Bu nedenle genelde şımarıklardır ve sosyaldirler. Bu çocuklarla aile üyelerinin ve diğer kardeşlerin aşırı ilgisi sonucunda benmerkezci olma ihtimalleri yüksektir. Büyük kardeşlerin fazla başarılı olması durumunda ise ailenin beklentilerinin yüksek olmasına neden olacak ve yetersizlik duyguları ile baş etmek durumunda kalacaktır.
Ne olursa olsun kardeşlik ilişkilerinin sosyalleşmenin ilk aşaması olduğunu sadece bu durumu doğru yönetmenin önemini vurgulamak bence en önemlisi. Sizin nasıl davrandığınız ve çocuğun fiziki yaşından ziyade ruhsal doğumunun da önemli olduğunu vurgulamak isterim. Bazen ilk çocuk kardeş gelişinin doğru yönetilememesi ile birlikte kardeşin ona abilik ya da ablalık ettiği ve işte ruhsal doğumun burada geçerli olduğunu bilmemiz gerekir.