İşte anneler olarak ana meselemize gelelim: Benim çocuğum yemek yemiyor! Üzerimizdeki anneliğin baskısı olarak mı bu konu gündeme geliyor yoksa hala anneliğin asıl amacının bakım ve beslenme dışında olan kısımlarından ayrılamadığımızdan mı bilmek lazım. Sizi bu kadar rahatsız eden, çıldıracak noktaya getiren ve hiç bağırmadığınız masum yüreğinize bağırmanıza neden olan şu yemek konusunu bir netleştirelim.

Size ‘rahat olun’ demeyeceğim. Evet iştahsız bazı çocuklar var doğru. O zaman önce iştahsız çocukların hangi kategorilere ayrıldığını bilelim.

  1. Yemek seçen çocuklar: Belirli tat, koku ve görüntüye karşı olarak reddetme girişiminde bulunurlar. Bu çocukları zorlamak yerine rol model olarak alıştırmaya çalışmak daha doğru olur.
  2. İştahsız ve hareketli çocuklar: Yemek yemeye karşı ilgisiz ve kolay doyarlar. Çünkü arkada bıraktıkları hareketli oyun daha caziptir. O halde masayı onlar için cazip hale getirmek, masanın birlikte olduğunuz sosyal bir zaman olduğunu göstermek gerekir.
  3. Anneye göre iştahsız çocuklar: Kendi yiyeceği kendi içeceğine göre annenin değerlendirdiği ancak olması gereken kadar yiyen çocuklar, hep başkaları ile kıyaslanan, onların nişastalı yiyecekler ile şişmesi sonucu kendi çocuğunu zayıf zanneden annenin baskısı altında kalırlar. İştahsız diye nitelendirilen bir çok çocuğun asıl tanımlaması olan bu kategoride annenin kendine ve çocuğuna güvenmesi gerekliliği ön planda.
  4. Yemek yemekten korkan çocuk: Beslenmeye karşı aşırı dirençli, ağlayan, ağzını kapatan çocuklar bu kategoride yer alır. Bu çocuklar için ısrarcı olmak yerine gözlerinin önüne yiyecekler koymak, siz yerken görmesini sağlamak duyarsızlaştırma ve rol model alma yöntemini kullanmanızı sağlar.
  5. Hastalığa bağlı iştahsız çocuk: Kronik ya da akut olarak hastalığa sahip olan çocuk sandığımızın aksine yiyince değil yemeyince de iyileşiyor olabilir. Özellikle akut dönemde vücut kendini toparlayacak enerjiyi sadece bağışıklık sistemine göndermeye çalışırken yemekler ile sindirim sistemini yormak bildiğimiz bilgilerin tam aksini gösterir. O nedenle o süreçte mideyi yormayacak meyve gibi hafif gıdalar tercih edilebilir.
  6. İçine kapanık ve iştahsız çocuklar: Bu tür çocukların iştahsızlıklarının ana sebebi anne ve baba ilişkisiyle temellendirilir. Çocuğun beslenmesi için en önemli ortam güven ortamıdır ve bunu kendi içinde sağlayamadığında beslenmeyi anlamsız bulacaktır.

Şimdi bu kategoriden hangisine ait olduğunu bulsak bile çocuğumuzun her gıdadan tüketmesinin sağlıklı olacağı düşüncesi ile ilerlememiz yeterli ve dengeli beslenmek anlamına gelmiyor. Çünkü her insana her yiyeceğin fayda edeceğini söylememiz imkansız. Bu nedenle çocuklarımızın dengeli beslenmesi kendi vücuduna uygun ve sağlıklı olacağı oranda yemesi bizim için önemli olmalı. Tabağın büyüklüğü değil onun midesinin işleyişine uygun olan kısmını baz alırsak daha rahat ederiz. Çünkü baskı ile yemek yedirmeye çalıştığınız çocuklarınızın geleceğinde hem yemek ile ilgili problemler hem de saygı duyulmayan benliğinin sonucunda güven duygusu ve bağımlılık problemleri gelişebiliyor. Düşünün küçükken büyüyecek diye yedirdiğiniz, beyni gelişsin düşünebilsin dediğiniz çocuğunuz size duymadığı güven ve edinemediği benliği sonucunda beynini yavaş yavaş yok eden bir ağa düşüyor. Sağlıklı olsun derken, çocuğunuz gelecekte kendini sağlıksız durumlara kendi elleriyle sokuyor. Doyuramadığı karnı değil her zaman ruhu oluyor. Ancak yine onu maddi nesnelerde arıyor.

 

Yemeyen çocuğa ne yapmalı?

  1. Çocuğun büyüyüp gelişmesi için gereklim olan ilk şeyin besin değil sevginiz olduğunu unutmayın.
  2. Yemek yemek aşırı miktarda değil, dengeli beslenme demek olmalıdır.
  3. Diğerleri ile karşılaştırdığınız çocukların ne yediğine bir bakın.
  4. Çocuk yemek saatlerini sizinle geçireceği bir fırsat olarak görürse o masaya oturması kolaylaşır. Lakin bu esnada karşınızda küçük bir insanın oturduğunu unutmayın. Bir iş yemeği değil bir eğlence yemeğindesiniz.
  5. Bunu yemek ister misin diyerek peşinde dolaştığınız çocuğunuz aç olmanın ne demek olduğunu bilemez. O nedenle kendi bünyesi ile bağlantı kurmasına fırsat verin. Aç olduğunu kendisi algılayabilsin.
  6. Masanın önemini mutlaka vurgulayarak oraya oturmasını sağlayın. Oyunla, sınırla, ‘son 3 e kadar saydım bekliyorum’ sözleriyle masada bulunsun.
  7. Abur cubur değil ama öğün aralarında gözünün önünde kuruyemiş, meyve bulundurun. Karşısında yiyin, ‘ister misin’ sorusuna aldığınız yanıtları ‘senin bedenin, bunu yemek sağlıklıdır, hasta olmazsak daha çok oynayabiliriz’ gibi cümleler ile kararın kendisine ait olduğunu, ancak bu kararın sonuçlarının da etkileyeceğini sakinCe bildirin. Böylece kendine ait sorumluluk da almasını sağlarsınız.
  8. Her yiyeceği sizin pişirdiğiniz gibi yemek zorunda olmadığını bilin.Ispanağı yemek değil börekte seviyor olamaz mı?
  9. Çocuğunuzun gelişimi için diğer çocuklara değil persentil eğrilerine ihtiyacınız vardır. O nedenle aşağıdaki tablodan çocuğunuzun normal sınırlarını görün.
  10. En önemlisi hiçbirşeyde ama özellikle yemek yemede ödül, ceza, bağrışlara yer vermeyin. Yapmaya çalıştığınız iyilik  kötülüğe dönüyor.
  11. Yemek işi inatla çözülecek bir görev değildir. Gerçekten sağlık için keyif işidir.
  12. Çocuğunuzu gördüğünüzde ‘ne yedin’ değil ‘en çok neye sevindin’ sorusunu sorun.
  13. Yemek problemi varsa bunu başkalarının yanında dillendirmeyin. Çocuk bu durumu duydukça daha çok etkilenecektir.
  14. Yorulmayan çocuk acıkmaz. Bu nedenle yorulmasını sağlayın. Nasıl? Su oyunları, koşturmacalar çocuğunuzu hem yoracak hem acıktıracaktır.
  15. Çocuğun yemek yemesi sizin kadar kısa sürmeyebilir. Yaklaşık yarım saat onlar için normal bir süredir. Bir yiyip bir konuşacaklar malumunuz.