Her sorunun çözüm kaynağı kişinin içinde gizlidir. ‘’Sel gider kumu kalır!’’ misali insanoğlu yaşadığı olayların çok azını hatırlar. Bilinç düzeyinde anılardan çok, anıların sentezleri ve çıkarımlar vardır. Ruhsal olarak sıkıntılı bir insan ile sağlıklı bir insan arasındaki en büyük farklardan biri; sağlıklı insanın geleceğin korkularını ve geçmişin yükünü taşımadan, içinde bulunduğu anda herhangi bir kaygı duymaksızın nasıl mutlu yaşayacağını bilmesidir. Biz insanlar geçmişin ve geleceğin o denli etkisi altındayızdır ki; çoğu zaman çocukluğumuzun altın günlerini anarız ya da bize en fazla keyiflendireceğini düşündüğümüz yaşamımızın bir parçasını sıkça zihnimizde tutarız. Bu durumun nedenini o günlerin kaygısız ve hayatın sorumluluklarının omuzlarımıza henüz çökmediği günler olmasıdır. Bu nedenle geçmiş terk edilmediği, halen şimdiki zamana sızdığı için kişi sıkıntıdadır. Ama şimdiyi yaşamak; hayatın anlamını kavrayarak kişinin kendi sorumluluğunu almasıdır.  Yıllardır terapistler insanların sıkıntılı zamanlarında onlara yol göstermeye çalışırlar. Onların endişelerinin, korkularının, üzüntülerinin paylaşmak adına dinlediler ve ‘’yanınızdayız, dilerseniz çözersiniz, yeter ki isteyin!’’ mesajını verdiler. Terapistler için önemli olan ‘’siz şu an sıkıntıdasınız. Ben sıkıntınızı anlıyor, önemsiyor ve üzülmenizi istemiyorum’’ diyebilmektir.