‘’Ne zaman terapiste başvurmalıyım’’ sorusu bir çok kişinin kafasındaki sorulardan biridir. Bu sorunun kesin bir yanıtı yoktur. Ancak kişi; duygusal sorunlarının çözümü için kendine zarar verici davranışlar içine giriyor ise, iştahtan kesildi, uyku düzeni bozuldu, ilişkilerinde aşırı problemler yaşıyor ise, büyük bir kayıp yaşadı ve stresini daha fal kontrol edemiyor ise, kendine güven eksikliği ya da başarısızlık duygusu hissediyor, kişi cinsel hayatta sorunlar yaşıyorsa, işyerinde zorluklar baş göstermeye başlamış ve konsantre olamıyorsa, kendini mutsuz, çaresiz ve umutsuz hissediyor ve terapiye gidip gitmemeyi sorgulamaya başladıysa terapiste başvurmak için doğru zaman gelmiş demektir. Kişinin yaşadığı olumsuzlukları kabullenip bir terapiste başvurması tedavinin yarısıdır. Diğer yarısını da terapistin yardımıyla halledilecektir.
HER SORUNUN KAYNAĞI KİŞİNİN İÇİNDE GİZLİDİR…
Her sorunun çözüm kaynağı kişinin içinde gizlidir. ‘’Sel gider kumu kalır!’’ misali insanoğlu yaşadığı olayların çok azını hatırlar. Bilinç düzeyinde anılardan çok, anıların sentezleri ve çıkarımlar vardır. Ruhsal olarak sıkıntılı bir insan ile sağlıklı bir insan arasındaki en büyük farklardan biri; sağlıklı insanın geleceğin korkularını ve geçmişin yükünü taşımadan, içinde bulunduğu anda herhangi bir kaygı duymaksızın nasıl mutlu yaşayacağını bilmesidir. Biz insanlar geçmişin ve geleceğin o denli etkisi altındayızdır ki; çoğu zaman çocukluğumuzun altın günlerini anarız ya da bize en fazla keyiflendireceğini düşündüğümüz yaşamımızın bir parçasını sıkça zihnimizde tutarız. Bu durumun nedenini o günlerin kaygısız ve hayatın sorumluluklarının omuzlarımıza henüz çökmediği günler olmasıdır. Bu nedenle geçmiş terk edilmediği, halen şimdiki zamana sızdığı için kişi sıkıntıdadır. Ama şimdiyi yaşamak; hayatın anlamını kavrayarak kişinin kendi sorumluluğunu almasıdır. Yıllardır terapistler insanların sıkıntılı zamanlarında onlara yol göstermeye çalışırlar. Onların endişelerinin, korkularının, üzüntülerinin paylaşmak adına dinlediler ve ‘’yanınızdayız, dilerseniz çözersiniz, yeter ki isteyin!’’ mesajını verdiler. Terapistler için önemli olan ‘’siz şu an sıkıntıdasınız. Ben sıkıntınızı anlıyor, önemsiyor ve üzülmenizi istemiyorum’’ diyebilmektir.
TERAPİST SEÇİMİ…
Terapiye ‘’ Ben bu sorunla veya sorunlarla yaşamak istemiyorum ve tedavi olacağım!’’ diyen kişiler alınmalıdır. Çünkü danışan terapistine kendini anlatmak, öğretmek ve teslim etmek istemelidir. Terapiste danışanını anlamak için, var olan bilgilerini ve tecrübelerini sezgilerini, duygularını ve hatta başarısızlıklarını da bir araç olarak kullanmalıdır. Terapist kalıplaşmış bilgilerin yerine her danışanı tek ve eşsiz gören bir yaklaşımı kabul etmelidir. Terapi daha mutlu ve sağlıklı bir yaşam için uygun olan bir adımdır. Bunun için Google dan önce bulunduğunuz ilin adını daha sonra da terapi veya terapist kelimelerini yazıp, arama yapmak ve size en yakın terapiste başvurmak ruhsal sorunları çözmenin yarısını oluşturur. Geri kalan kısmı ise tecrübeli bir terapist halledecektir. Terapist, borderline yapının tedavisinde tecrübeli olmalı ve danışanın nesne sabitliği oluşturmasına yardım etmek için mizah anlayışına sahip, hoş görülü ve kabul edici olmayı sürdürebilmektedir. Terapist esnek ve yenilikçi olmalıdır.