Hayatımızda neredeyse en çok zorlandığımız kelime ‘hayır’. Sanki o 5 harften oluşan kötü sihire sahip bir kelime ve söylersek etrafımızdaki herkes bir anda yok olup kaçacak, yalnız başımıza kalıp, ne yapacağımızı bilemeyeceğiz. En kötüsü de hayır diyemedikçe içinden çıkamadığımız durumları oluşturuyor ve oluşturduğumuz durumlardan da sanki çok memnunmuşuz gibi yapıyor olmamız da gizli… Nasıl mı?
Örneğin bir komşunuz sürekli size geliyor ve yapacağınız işi sürekli ertelemek zorunda kalıyorsunuz. Ya da bir arkadaşınız… Gelip de kendi sıkıntıları, kendi sorunları ile ilgili size sürekli anlatıyor ve sadece sizden dinlemenizi bekleyerek zamanınızı alıp götürüyor. O anda yapmak durumunda olduğunuz evin işi ya da çocukların dersi gibi sorumluluklarınızı erteliyorsunuz. Ama size bugün sorsam durumdan memnun musunuz? ‘’Ona yardım etmek için bir şey diyemedim’’ dersiniz eminim. Peki yardım mıydı gerçekten yaptığınız fedakarlıklar? Yoksa o gittikten sonra koştura koştura bitirmek zorunda kaldığınız işler ve çocuğa bağırarak yetiştirdiğiniz ödevler miydi aslında yapmanız gereken sorumluluklar? Koyamadığımız sınırların sorumluluklarımızı da arka plana ittiğini görmeden üst üste hatalar yapmamıza neden olan hayır diyememe durumumuz ne olacak bizim?
Neden Hayır Diyemiyoruz?
İçimizde yaşadığımız ve korkularımızın bizi yönettiği hayır diyemememizin sonuçları çok daha ağır geliyor arkadan. Kendimize çizemediğimiz sınırlarımız başkasının sınırlarımıza girmesine müsaade ettiği gibi bizim de başkalarının sınırlarına girmemize neden oluyor. Hayır diyememenizin altında kimi zaman aşırı vicdanınız kimi zaman bencil olma korkunuz yatıyor olabilir. Çünkü biz ‘’yeterli’’ düzeyde dahi bencil olamayacak şekilde büyütülmedik mi? Aşırı vicdana gelince de karşı tarafın dayanıklılığını çok mu aza indirgiyoruz acaba? Bunlar altta yatan nedenlerinizdi, kabul edilememe, bencil olma, reddedilme, aşağılanma… Her ne sebep olursa olsun hepsinin altında yine bizi yöneten korkularımız giriyor devreye. O zaman korkularımızı bulmak, açığa çıkarmak ve sınırlarımızı artık koruyabilen bir birey olabilmek için çocukluk yaralarımızı kendi başımıza sarmak da pek mümkün değilse gelelim kendi başımıza yapabileceklerimize…
HAYIR DEMENİN YOLLARI:
- Aşağı ok tekniği: Hayır demeniz gereken durumlarda ‘’hayır dersem en kötü ne olur?’’ sorusu ile olabilecekleri düşünün. Şunu belirtmek isterim ki sonunda kendinize yine bahaneler bulabilirsiniz ancak en azından kendinizi duygu odağından bilişsel odağa getirebilirsiniz. Örneğin; kayınvalidenizin size gelmek istediği bir günde ona hayır derseniz size alacağı tepki, eşinize göstereceği kızgınlıklar gibi gerçek sebepleriniz olabilir. Bu durumu yönetebilmek için bulduğunuz bahanelerinizi de ekarte etmeniz gerekir. Eşinize annenizden önce durumu yansıtmak, hayır dememek için gerçekte var olan hastalığınızı ifade etmek gibi.
- Hayır kelimesini doğru zamanlarda kullanın. Yine örneğimiz kayınvalide olsun. Kayınvalidenin her gelişine sınır koymamalısınız tabi. Ancak gerçekten koymanız gerekli durumlarda hayır kelimesini kullanarak gerçek durumunuz ne ise sakince ifade edin.
- Ben dili kullanmak: Hayır kelimesinin içinde bulunduğu bir cümlenin en yumuşatıcı hali ben kelimesi ile buluştuğu andır. Bizim ise en çok yaptığımız hatalardan. Gelmesini istemediğiniz kayınvalidenize ‘’iki gün öncede burdaydınız’’ demek yerine, ‘’nasılsın’’ kelimesini duyduğunuz anda gerçek durumunuzu yansıtan ‘’çok rahatsızım anne, uyuyorum, çocukları da erkenden yatıracağım.’’ Gibi cümleler ile maça bir sıfır önde başlayın.
- Eğer önce karşı taraf davranırsa ‘’size geliyoruz’’ diyorsa kendinize durumu tekrar hatırlatmak için ‘’bize gelmek istiyorsunuz’’ deyin. İçinizdeki duygu karmaşasından kurtulmanıza ve durumu netleştirmenize yarayacaktır.
- Düşünmeyin : Bu da ne demek şimdi? Düşüncelerinizi susturmak hayır demenizin en kolay ancak uygulaması da bir o kadar zor yoludur. ‘’ben hayır dersem…’’ ile başlayan ve diğerlerinin ne söyleyeceği ile biten ve o karşı tarafın biten cümleleri karşısında yine pes eden bir sen oluşturmak istemiyorsan düşünmeyi bırakmalısın. Bugüne kadar düşündün de ne oldu diye düşünüp, artık kendini düşünmenin vakti geldiğini ve kendini düşünmenin de en kolay sözcüğünün ‘’hayır’’ olduğunu artık biliyorsun. O zaman tek düşünmen gereken ‘’hayır’’lısı olmalı.
Yine de ifade etmek isterim ki bunlar birer teknik ve altta yatan herhangi bir duygunuzun çaresi değildir. Kendi kendine yapabileceğiniz ve anı kurtarmaya yönelik aşamalardır. Kısa ve pratik çözümler ile sonuçlara ulaşmayı pek sevdiğimizden yazdığım bu 5 maddeyi uygulayamıyor ve yine insanlara kendinizi ‘’feda’’ ediyorsanız mutlak bir uzman eşliğinde terapi alın. Çünkü hayır dediğiniz anda özgürleşecek, sınırlarınızı koyabilecek, kendinizin kim olduğunu bilecek ve etrafınızdaki kişilere de bildirmiş olacaksınız.