İnanç bir insanın en hassas olduğu noktadır. Soyut olan kavramlara inanırken bizim zorlandığımız çocuklarımıza bunu nasıl anlatacağımızdır. Kimi zaman adalet nediri anlatmakta zorlanırız kimi zaman bir uzayı. Ama sanırım en zoru Allah’ı anlatmak…

 

Bizim de anlamaktan ziyade hislerimiz ile geçtiğimiz din eğitiminde çocukların sorularına doğru cevaplar vermek çok önemlidir. Piaget isimli kuramcı çocukların 12 yaşına kadar soyut kavramları anlamlandıramadığını söyler. Yani elle tutulamayan, gözle görülemeyen bir şeyi bizim gibi içselleştirmelerini beklemek doğru değildir. Ancak o zamana kadar hayatımızın içinde ettiğimiz ibadetler, kullandığımız kelimeler ya da kutladığımız dini bayramlar ve yerine getirdiğimiz vecibeler gereğince çocuklar Allah’ı sorgulamaya başlar. 5 yaşında iyice artan bu sorgulamada size göre yakışıksız ama çocuğun zihninde tamamen temiz niyetlerle söylediği cümleler olacaktır. ‘’Bana Allah’ı getir, Allah amca bana kızar mı, Allah’ın yüzü neye benzer’’ gibi insanileştirme örnekleri ile anlamaya çalışacak ve durumu kendince zihninde oturtacaktır. İşte bu noktada kızarak çocuğun zihninde ciddi olan bu meselede onu kırmanız yersiz olacaktır. Unutmayın ki çocuğunuz dünyaya kelimeler ve anlamlar düzeyinde boş bir zihin ile dünyaya geliyor. Ve bundan sonrası özellikle 7 yaşına kadar sizin söylemleriniz ile oluşan zihin yapısı hayatına büyük ölçüde yön veriyor. O zaman özellikle inanç kavramında ne dediğimiz ve neyi nasıl gösterdiğimiz büyük önem taşıyor. Çünkü inanç bir insanın nasıl yaşaması gerektiğinden tutun da içindeki ahlakın sesidir. O ses çocuğunuzla güzelliği, doğruluğu konuşmazsa hayatını yönlendiren iç sesin ahlaki değerlerinden uzak kalacaktır. O yüzden siz siz olun çocuğunuzun her eğitiminde olduğu gibi iç sesini doğru oluşturun! Özellikle de hem ahlaki hem de dini değerlerini oluşturacağı Allah konusunda!

 

Çocuğa Allah’ı Anlatmak

O kadar önemli diyorsak peki Allah nerede diye sorduğunda ne cevap vermeliyiz? Aslında çocukların soyutu kavramı yaşı konusunda Piaget haklı ama bunu saklı bir durum gibi 12 yaşında birden bire anlıyorlar gibi anlamak yanlış olur. O nedenle hayatın içine kattığınız soyut kavramları çocuğunuza anlatırken somutlaştırmak, konuyu uzatmamak, bilmediği kelimelerden uzak durmak ve içinden çıkılmaz hale getirmeden konuyu kapatmak yerinde olacaktır. Örneğin size ‘’Allah nerede?’’ diye sorduğunda, ‘’Onu göremeyiz ama hissedebiliriz, örneğin bir yaprağın dokusunda. Bak hissetmek ister misin?’’ diyerek yönlendirmek ve sonrasında da mümkünse konuyu uzatmamak gerekir. Başka bir zaman çok sevdiğiniz bir meyveyi yerken ‘’Allah bunu ne kadar güzel yaratmış değil mi?’’ diyerek yaratıcı sıfatına vurgu yapabilirsiniz. Allah’ın yerini bir yer vererek göstermek çocuğu daha zor duruma sokacaktır. Çünkü gösterdiğiniz her yer çocuğun sürekli orada O’nu aramasını ve bulamadığında da kaygı duyacağını gösterir. Bugün özellikle 3 yaş altında çocukların Allah’ı anlatırken anlayamayacağı sözcükler ile dinlemesinin onları kaygı ve ruh sağlığı konusunda zorluklara ittiği görülmektedir. Özellikle Allah’ın cezalandırıcı tarafıyla korkutulmuş çocukların hayatlarındaki en önemli temanın ‘’suçluluk’’ olduğunu gözlemliyorum. Bilinmeyen bir varlığın güzellikleri yerine ilk tanıştığı yakıcı, cezalandırıcı kelimeleri sevgiden tamamen uzaklaştırırken hayatlarına kötü birer de iz bırakmasına neden oluyor.

 

Hayatımızdaki tüm değerlerin ana çerçevesi ve değerlerimizi korumanın iç disiplini haline gelecek olan Allah’ı çocuklarımıza lütfen dikkatli kelimeler ile anlatalım. Ben bir yetişkin olarak Allah’ın beni affediciliğindeki merhametini ruhumda hissediyorsam ve hayatımı anlamlandırmamdaki yapı taşlarından birisi bu ise, çocuğum neden bu güzelliklerden mahrum bırakılarak O’nun korkusu ile büyüsün?