Korku her zaman bizim sandığımız gibi kaçılması gereken ve bizi tereddüte düşüren bir durum mudur? Yoksa asıl bizi hayatta tutan ve yaşamımızı kurtaran tepkilerimize neden olan mıdır?
KORKULAR DOĞUŞTAN MIDIR?
Tehlikeyi farketmek için sahip olduğumuzu korku duygusunun bazılarına doğuştan sahibizdir. Yüksekten düşme korkusu, yüksek ses korkusu gibi. Bunun yanında sonradan edinilmiş korkular olmakla birlikte bu korkuların isimlendirilememesi çocuk üzerinde yetişkinliğine dair en can alıcı nokta olarak kalır. Bu nedenle çocukların duygularını tanıması ve tanımlaması büyük önem taşır. Örneğin çocuk yaşta korku duygusunu tanımamış ve üstünü bastırmış bir çok yetişkin, özellikle ülkemizde “erkek adam” olan beyefendilerin öfke patlamalarının altında yatan en büyük sebep bu duygunun tanınmamasından kaynaklanır. O nedenle çocukların korkuları açık bir şekilde dile getirilmeli ve ciddiye alınarak bastırılmamalıdır.
Korkuların doğuştan olabildiğini söylemiştik. 7 – 8 aylık bebeklerin derinlik algısının oluştuğunu ve bazı bölgelerde emeklemeden durduklarını görüyoruz. Daha küçük aylarda da yükses seslere verdikleri tepki hem bir hayatta kalma refleksi hem de bir korku tepkisidir. Ancak ebeveynlerin çocukları ile korkularını farketmesi ve psikolojik açıdan endişelenmesi çocuklarının 2 yaşlarına denk gelir. Bu yaşta çocuklar garip objelere, sakallı – gözlüklü insanlara tepki verebilir ve korkup kaçabilirler. O yüzden bu yaş çocukları palyaçolardan pek hoşlanmazlar. Bu korkular psikolojide “somut korkular” olarak adlandırılır ki bu dönemin özelliğidir, normal karşılanmalıdır. Sizin yapacağınız tek şey korkusunu ciddiye alıp çocuğu aynalamaktır. Aynalamak önceki yazılarımda bahsettiğim üzere “şu an korktun” cümlesi ile içindekini cümleye dökmek ve çocuğa tanıtmak ile olur. Bu sayede kendisinin de ifade edebilmesine olanak sağlamış olursunuz. Sonra da korku durumundan sakinleşmesi için sarılıp “ben yanındayım” sihirli sözcükleri çocuğu içinde bulunduğu ruh halinden kurtaracaktır. Bu süreçte çocuğu etiketlemek ve duygusunu bastırmak yapılmaması gerekenlerin başındadır. “ Bu çocuk sana çekti, çok korkak” “erkek adam korkar mı cümleleri” içinde bulunduğu ruh halini hiçe saymak ve önemsiz görmektir. Bu şekilde çocuğun korkusu arttığı gibi, tek yapabildiği bastırmak ve sonrasında farklı şekilde ortaya çıkarmaktır. Örneğin öfkeli insanlar gibi… Öfkeli insanların aslında korkuları çoktur, öfkeyi değil korkularını yönetmeyi ve ifade etmeyi bilmezler.
ÇOCUKLARIN KORKULARINA ÇÖZÜMLER
Gece terörü olarak bilinen ve uykudan sıçrama ile uyanıp, ağlama nöbetleri ile devam eden dönemde bu zamanlara denk gelir. Sizi o anda duymayacak olan çocuğunuz ile sakince “pış pış” sesi eşliğinde sallanmak en rahatlatıcı yöntem olacaktır. Bazı yazılarda vurgulandığı gibi her gece terörü güvensiz bağlanmadan kaynaklanmayabilir. Ne kadar sıklıkta olduğu bu sorunun ana cevaplarından biri olabilir. Canavar korkusu gibi rüya görmelerinde olacağı bu süreç zamanla azalarak yok olur.
2.5 yaş ve sonrası bu tarz hayali korkuları ile baş etmeyi öğrenebilen çocuklar için yapabileceğiniz tek yöntem korkularını eğlenceye çevirmektir. Nasıl mı? Canavarın burnuna kırmızı bir top takmak gibi ya da elektrik süpürgesinden korkan çocuğa sizin korktuğunuzda verdiğiniz tepkilerin yüzünüzdeki komik ifadeye yansıması gibi. Bunlar korkunun eğlenceli hale çevirilmesidir ve 6 yaşa kadar oldukça işe yarar bir durumdur. Hem korkunun normalleştirilmesi hem de çocuk üzerinde rahatlatıcı etkisi bu dönem korkularının sonlanmasında yardımcı olur.