Çocuğunuzun yaşı ve psikolojik sürecinin yeterli olduğunu düşünüyor ve artık anaokuluna göndermeye karar veriyorsunuz. Ancak o da ne? İlk günler yeni tanımaya başladığınız öğretmenlere sizin bile soru işaretleriniz varken çocuğunuz da aynı kaygıyla içeride ne yapacağını, neler yaşayacağını bilemeden daha girmeden ağlıyor, sizden ayrılmak istemiyor ve o gözyaşları sizin bunca zamandır uğraştığınız tüm konuları altüst edip vazgeçmenize dahi sebep olabiliyor. Acaba çabuk mu pes ediyoruz yoksa bu yavrucakları okula alıştırmanın daha kolay bir yöntemi yok mudur?

Size psikolojinin en temel taşlarından, bağlanma kuramına dayanan bir okula alıştırma metodundan bahsedeceğim. Çocuğunuzun kayıp ya da terkedilmişlik duygusu yaşamadan 10 gün içerisinde 3 kademeli yöntem ile okula alışacağı bu yöntemin adı Berlin yöntemi. Bu yöntemin avantajları, çocuk bir anda yabancı bir ortama bırakılmaz iken yavaş yavaş tanıdığı kreş ortamı, arkadaşları ve öğretmenleri ile daha iyi bir ilişki kuracaktır. Anneninde yeterli süre içerisinde yaptığı gözlemler ile azalan kaygısı çocuğa da yansıyarak daha güvenli bir ortamda olduğu hissi yaratır.

 

  1. Temel Evre

Çocuğun anaokulunu annesi ya da babası ile birlikte tanımaya başladığı, yeni arkadaşları ve öğretmenleri ile bağ kuracağı bir zamandır. Toplam 3 gününüzü ayıracağınız bu evrede 1. Gün 1 saat, 2. Gün 2 saat, 3. Gün ise yaklaşık olarak 3 saatinizi okulda çocuğunuz ile birlikte geçireceksiniz. Zorlamadan istediği oyun ve oyuncaklar ile etrafı tanımasına ve güven hissinin yerleşmesine zaman tanıyacaksınız. Bu esnada deneyimli öğretmenler de çocuğunuzu gözlemleme şansı bulacaklar.

 

     2.  Sağlamlaştırma ve Ayrılma Evresi

Bu evrede öğretmen ile çocuğun bağ kurması sağlanırken ebeveyn arka planda izlemede kalır. Çocuk istediği kadar öğretmeni ona yaklaşmalı, oyunlar ile onu içeriye çekmelidir. Yemeğini isterse öğretmeni yedirir, zorlama yapılmaz. Ebeveynden ilk ayrılık denemesi de bu evrede yapılır ve gelecek günlerinde ipucunu verecektir. 4. Günde çocuğa söylenerek yarım saatlik bir ayrılık evresi yaşanır ve çocuk gözlemlenir. Bu süreçte ebeveyn her zaman ulaşılabilir konumda olmalıdır. Eğer çocuk ağlamıyor ve oyuna devam ediyor arada annesini görmek için bakıyor ise 6 ila 7. Günden sonra alışmaya başlayacak demektir. Ancak protesto ediyor ve ağlayarak annesinin arkasından gitmeye çalışıyorsa bu süreç iki haftaya kadar yayılacağının göstergesi olabilir. Elbet tabi bunların altında bağlanma örüntüleri, daha önce yaşadığı kaygılı durumlar yatabilir. Ancak bu süreçte daima sabırla yanında olmak ve her gün ayrılış evresinde sizin çocuğuzu görebileceğiniz kadar yakında olmanız önemlidir. İlk gün yarım saat ile başlayan ayrılık süresi zamanla uzatılır ve çocuk da bu duruma uyum sağlamaya başlar.

 

  1. Bitiş Evresi

Her ne kadar bitti desek de bu süreçte de çocuk sizi her an isteyebilir ve sizin ulaşabileceğiniz bir mesafede olmanız önem taşır. Ancak burda önemli olan siz gittikten sonrada duyduğu üzüntü için öğretmeninin kendisini teselli etmesine izin vermesindedir. Eğer buna izin veriyor ve sakinleşiyor ise öğretmen ile bağ kuruyor demektir. Sakince sürece kendinizi bırakabilirsiniz.

Dikkat edilecek unsurlar

  1. İlk ayrılık evresinde çocuk ağlasa da kararlı davranmanız daha uygun olacaktır.
  2. Giderken oyuna dalmış da olsa çocuğa haber vermeniz bu sürecin en önemli aşamasıdır. Çünkü gittiğinizi farketmemesi değil, farkettiği halde durabilmesidir alışma. Aynı zamanda oyundan başını kaldırdığında siiz bulamaz ise bu daha büyük bir kaygıya neden olabilir.
  3. Ayrılık evrelerinde ilk başlarda süre çocuğun tepkilerine göre azalıp kısalabilir.
  4. Tavsiyem okul ya da kreş öncesinde de kuzen, komşu gibi çocuklar ile birlikte zaman geçirmeleri sağlayarak, ayrı vakitler sağlamanızdır.
  5. Kreşe hazırlama sürecinde kitaplar ve öyküler ile hazırlık aşaması uygun hale getirilebilir.
  6. Kreş eşyalarını birlikte seçmesi sürece uyumu arttırır.
  7. Okul hikayeleri anlatılırken büyük hayaller kurdurulmamaya özen gösterilmelidir, olacak olan ne varsa o.
  8. Yanına bağlı olduğu bir oyuncağı alması geçiş nesnesi anlamı taşır ve çocuğu sakinleştirir.