Kişilik bozukluğu denince ismi büyüyor sanki söylemlerin. Ama ne yazık ki tanımlar ne kadar büyüse de gözümüzde toplumun içinde birçok kişi kişilik bozukluğu tanımlarına uyuyor. Şimdi anlatacaklarım ile çevrenizde mutlaka bir kişiyi paranoid kişilik bozukluğu örgütlenmesine sokabilmeniz mümkün.

Sürekli şüphe içinde olan, güvensizliğin had safhada olduğu, düşmanca tavırları ile dikkat çeken, iç huzursuzluğunu sürekli dışa yansıtan kişiler tedavi olmak için çabalamayarak çevresini daha da zor duruma sokarlar. Erkeklerde daha yaygın görülmekle birlikte genetikten mi rol model alan çocuk ebeveyn ilişkisinden mi bilinmez geçişi vardır. Kıskançlık en büyük özellikleridir, çünkü güven ve sadakat onların kelime haznesinde anlam bulmamış kelimelerdir. Terapiye gelseler bile gerçekçi olmakla guru duydukları yapılarında duygu belirtisi göstermezler. Bu kadar şüphe içinde elbet tabi iş ve evlilik hayatları oldukça sorunludur.

Belirtileri arasında;

Yaşadığı kötü davranışları affedememe, kin tutma,

İçindeki şüpheyi destekleyen yalan söyleme ve gerçekleri saptırma,

Kendilerine olan güvenleri ile ukalalık davranışları,

Otoriteyi kabullenmeme,

İnatçı, sabit fikirli ve ketum bir yapıda olmak,

Yapılan davranışları kötüye yorumlamak,

Şüphe, kıskançlık duyguları yoğun olarak gözlemlenir.

Sorun olan durumla ilgili sorumluluğu almaz ve suçu üstlenmezler.

Kendi yapısını korumak için saldırganca tutum izlemek.

 

 

 

 

Paranoid Kişilik Bozukluğuna Ne Sebep Olur?

 

Genellikle ergenlik döneminde belirtileri görülmeye başlayan paranoid kişilik bozukluğu, farklı koşullarda ortaya çıkabilir. Yalnızlık, aşırı hassasiyet, arkadaş edinememe, fanteziler, tuhaf karşılanabilecek düşünceler çocukluk çağında aile sorunlarının ortaya çıkması olabilir. Ailesinde gördüğü aşırı baskı ve öfkenin karşı tarafın özellikleri olduğuna inanırlar. Kişiliğin oturtulmaya çalışıldığı çocukluk çağında iyilik ve kötülüğün aynı yapıda olabileceğini öğrenemedikleri için, nefretin sevgiyi yok edebileceğini düşünür ve kendilerine ait bir durumda yoğun anksiyete yaşarlar. Kendisine zarar gelmemesi adına tüm kızgınlıkları, öfkeyi, nefret gibi kötü duyguları dışarıya yansıtırlar. Benlik yapılanmalarında sıkıntı olan bu kişilerin terapi ile iyileşmeleri mümkün olmakla birlikte grup terapilerine hak verirsiniz ki uygun değildirler.

Paranoid kişiler ile yaşayan eş ya da aile bireyleri sürekli maruz kaldıkları suçlamalar ile birlikte kendilerinde sorun olduğunu düşünebilirler. Ancak kişi haklı ya da haksız suçlamalar ile ve ağır hakaret cümlelerini kurması ile birilkte karşı tarafın farkına varmasını sürekli olarak engel olmaya çalışmaktadır. Eğer çevrenizde böyle kişiler varsa (ki her zaman bütün belirtiler bir arada bulunmayabilir) kendinize ait sorumlulukları üstünüze alıp onun sorumluluklarını karşı tarafa devretmekle işe başlayın. Size söylenen herhangi bir kelime siz hakettiğiniz için değil karşı taraf kurmak istediği için kurulmuş ve sarfedilmiştir. Öncelikle burdan işe başlarsanız karşı tarafın farkındalık adımlarından birini atmış olursunuz. Bundan sonrası için ise terapi süreci ile birlikte huzurlu günlerin çok da uzak olmadığını söyleyebilirim.