Bugün laboratuvar ortamında edindiğimiz bilgiler az olsa da hepimiz ceninin görebilen, duyabilen, deneyimleyebilen, tat alabilen ve ilkel bir seviyede de olsa öğrenebilen varlıklar olduğunu biliyoruz. Bu görüş sonunda bir çocuğun hissettikleri ve algıladıkları kendisi ile alakalı beklentilerini ve davranışlarını ortaya çıkarmaya başlar.

 

Bizim bugün hala laboratuvar ortamına sokamadığımız, doğum öncesi psikolojisi olarak prenatal psikolojinin Avrupa’da daha yeni yeni gelişmeye başlayan bu bilgileri yüzyıllar öncesinde Çin tıbbında kullanıyor ve hamilelerin huzuruna büyük önem veriliyordu. Bir bebek daha anne karnına düştüğü andan itibaren annesinin neler hissettiğini hisseder ve bunu içselleştirir. Dünyayı ilk tanıdığı yer olan anne karnı sayesinde ön hazırlıklarını çocuk da buna göre yapar. Bir grup araştırmacıya göre bilinç daha anne rahmine düştüğü andan itibaren vardır ve sürekli kayıt halindedir. Bu nedenle istenilen bebek ya da istenmeyen bebek arasında doğum sonrasında duygusal farklılıklar gözlemlenmesi de doğaldır. Ya da ana rahmine düşmesi ile doğumu arasında geçen dokuz ay boyunca olanların kişiliğini oluşturması ve şekillendirmesi yadsınamaz bir gerçektir. Eğer siz sürekli huzursuz ve stres halinde iseniz bebeğinizin de kaygılı olarak Dünya ya gelmesi normaldir. Hissettiğiniz her duygu ile birlikte belirli organlarınızın tutulumunun olduğunun da bilinci olmak bizim en önemli adımımızdır. Örneğin alerjilerin bir çoğunun altında kendisi olmasına izin verilmeyen çocukluk yaşantılarının kaynağı gebeliğe dayanmaktadır.

Anlık ya da ortama ilişkin stresler bebeği daha az etkilemek ile birlikte annenin bebeği hakkındaki olumlu düşünceleri dış dünyanın stresinden bebeği daima koruyabilir. Örneğin sigara içen bir hamile kadının sigara içmeyi her düşündüğünde dahi bebeğin oksijen temininin azalacağını bilerek verdiği stres tepkileri birebir bilincin varlığını ve düşünceleri anlayarak stresin etkilerini gösterir. Ve ne yazık ki bebek için sigara içme davranışındaki stres ne zaman geleceği beli olmayan bir stres tepkisidir. Hem fizyolojik olarak hem de psikolojik yönden bebek anne karnında şartlı bir huzursuzluğu öğrenir.

Anne karnındaki deneyimlerine dair Orkestra Şefi Boris Brott’un sözleri çok güzel anlatıyor durumu. ‘’Müziğe nasıl ilgi duymaya başladınız? ‘’ sorusuna verdiği cevap ‘’ Müzik ben daha doğmadan önce bile benimleydi. Gençliğimde sahip olduğum bu kabiliyete ben bile şaşırıyordum, bazı parçaları görmeden dahi çalabiliyor ve yönetebiliyordum. Bazı parçalar bana tanıdık gelir ve notaları görmek için sayfayı dahi çevirmeye gerek duymazdım. Bir gün bu konuyu profesyonel viyolonselist olan anneme açtım. Hangi parçaları hatırladığımı duyunca şaşkınlık içerisinde gerçek ortaya çıkmış oldu. Gözüm kapalı bildiğim parçaların tümü onun bana hamileyken çaldığı parçalardı.’’ Bu sözler özetlediği gibi durumu, bir bebeğin doğduğu anda annesinin kokusunu tanıyarak susması, ortamda bir tek babasının sesinin ona tanıdık ve güvenilir gelmesi gibi veriler bir insanın yaşamının ne kadar da erken başladığının ve mucizenin ana noktasını gösteriyor.

Bir bebek yetişkin kadar karmaşık şeyleri anlayamaz elbette anne karnında. Bahsettiğim bundan çok daha derinde bir konu. Bir annenin ne hissettiği çocukta derin izler bırakır ve bu hisler çocuğun ileriki yaşamında kuvvetli derinlerde saklanır. İstenmeyen bir bebeğin tüm anne karnı yaşamının böyle geçtiğini düşünsenize? Sonra ne kadar değerli hissederek başlayabilir hayata? Ya da aldırılma fikri olan bir bebeğin? Ya da bugün hala çalışmaların sürdüğü ikiz bebeklerin özellikle anne karnında birinin kaybı sonucu olan psikolojik rahatsızlıkların bütün hepsi tesadüf müdür? Bu sadece duyguların geçişi ve enerji hattı boyutunda değil hissettiğiniz her duygu ile salınımını sağladığınız hormon ve o hormonların plasenta sayesinde bebeğinize geçmesi ile oluyor.

Bebeğinizde anne karnında iken dışa dönüklük, iyimserlik ya da agresiflik gibi belirli özellikleri belki oluşturamazsınız ama güven duygusunu, değerli olma duygusunu ve koşulsuz sevilme duygusunu oluşturabilirsiniz. Bu duygular da çocuğa özgüven, iyimserlik hali ve dışa dönüklüğü getirir zaten. Tüm bunlar karnınızdaki bebek için verebileceğiniz en değerli şeydir.